9 Mayıs 2013 Perşembe

ANNE OLMAK


Annenin Fedakarlığı

Çocuk, babasından aldığı harçlığı vaktinden önce bitirmiş ve günlerdir istediği top için yeterli parayı biriktirememişti. Birkaç hafta sonra yaz tatiline girecek olması, onu bu konuda endişelendirip yeni kaynaklar aramaya sevkediyordu. Evlerine gelen son aylık dergide "Her hizmetin bir ücret karşılığında olduğu"nu okuyunca, sevinçle havaya sıçradı. Buna göre, ailesine yaptığı yardımların da bir karşılığı olmalıydı.
Çocuk bu fikirle harekete geçip gördüğü işlerin listesini çıkardı ve bunların yanına da ücretlerini yazdı. Fırından ekmek almak için 200, çöp dökmek için 100, annesiyle pazara gitmek için 500 lira hiç de fazla sayılmazdı.Aylık toplamı 25 bin lira tutan listeyi imzalayıp annesinin çantasına koyduğunda, bu akıllıca keşfinden dolayı gözleri parlıyordu.Çocuk, ertesi gün yatağının başucunda 25 bin lira ile birlikte küçük bir kağıt parçası buldu. Kendi hazırladığı listeye benzeyen ve annesinin imzasını taşıyan kağıtta:"Seni hayatım pahasına dünyaya getirmenin, yıllarca bezlerini yıkamamın; binbir güçlükle besleyip büyütmenin karşılığı, sadece sevgindir ve yanağından aldığım bir öpücüktür" yazıyordu. "Kazandığın parayı güle güle harca yavrum.


             BANA BİR SAATİNİ AYIRIR MISIN BABACIĞIM?
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına:
-Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun, diye sordu...

Zaten yorgun gelen adam,
-Bu senin işin değil, diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk:
-Babacım lütfen, bilmek istiyorum, diye üsteledi. Adam:
-İlla da bilmek istiyorsann, 20 milyon, diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk:
-Peki bana 10 milyon borç verir misin, diye sordu.
Adam iyice sinirlenip:
-Benim senin saçma oyuncaklarına ve benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat, dedi.

Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli; "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder ?" diye düşündü
Belki de gerçekten lazımdı...
Yukarıya, çocuğunun odasına çıktı ve kapyıı açtı... Yatağında olan çocuğa:
-Uyuyor musun, diye sordu. Çocuk:
-Hayır, diye cevap verdi...
-Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim, dedi.

Çocuk sevinçle haykırdı:
-Teşekkürler babacığım...

Ve hemen yastığının altından diğer buruşmuş paraları çıkardı. Adamın suratına baktı, yavaşça paraları saydı. Bunu göre adam iyice sinirlenerek:
-Paran olduğu halde neden para istiyorsun? Benim, senin saçma Çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok, diye yeniden kızdı...

Çocuk;
-Param vardı ama yeterince yoktu, dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı:
-İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..
                                         

                                   

      Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. 

Bir gün Tanrı'ya sormuş; 
"Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler. Fakat, ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?" 

"Tüm meleklerin arasında senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın."
"Peki, insanlar bana birşey söylediklerinde, dillerini bilmeden, söylediklerini nasıl anlayacağım?" 

"Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek. Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgi ile öğretecek." 

"Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?" 

"Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek." 

"Dünyada kötüler olduğunu da duydum. Beni onlardan kim koruyacak?" 

"Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak." 

"Fakat, ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm." 

"Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve ulaşmanın yolunu öğretecek." 

O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar; 

"Şimdi gitmek üzere isem, benim Meleğimin adı ne?" 

"Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, "ANNE" diye çağıracaksın.

                                     KÖR ANNENİN OĞLUNA YAZDIĞI MEKTUP
Annemin yalnızca bir gözü vardı. Ondan nefret ederdim… Çünkü bu durum beni utandırıyordu.

Ailemizi geçindirmek için okulda aşçılık yapardı.

İlkokulda iken bir gün annem bana merhaba demeye gelmişti.

Yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi?

Onu görmezden geldim. Ona nefretle baktım ve oradan kaçtım.

Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım dedi ki “Eeee senin annenin yalnızca bir gözü var!”

Yerin dibine girmek istedim. Ve de annemin ortadan kaybolmasını istedim.

Bu yüzden o gün onunla karşılaşınca dedim ki “Beni gülünç duruma düşüreceğine ölsen daha iyi?!!!”

Annem karşılık vermedi.

Dediklerim hakkında bir saniye bile durup düşünmedim çünkü çok kızmıştım.

Onun duyguları beni ilgilendirmiyordu.

Onu evde istemiyordum..

Çok çalıştım ve Singapur’a okumaya gittim.

Sonra evlendim. Kendi evimi aldım. Çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum.

Bir gün annem beni ziyarete gelmişti. Kaç yıldır beni görmemiş ve torunlarını tanımamıştı.

Kapıya gelince çocuklarım ona güldüler.

Ona “Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin! 

HEMEN BURADAN GİT!” diye bağırdım.

Buna annemin sessizce “Kusura bakmayın. Yanlış adrese geldim galiba” dedi ve gözden kayboldu.

Bir gün mezunlar toplantısı için okuldan bir mektup aldım.

Karıma “iş seyahatine gidiyorum” diye bahane uydurdum.

Mezunlar toplantısından sonra sırf meraktan eski eve gittim!!!.

Komşularım annemin öldüğünü söylediler.

Hiç üzülmemiştim.

Bana verilsin diye annemin bıraktığı bir mektup verdiler.

“En sevgili oğlum her zaman seni düşünüyorum…

Singapur’a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzgünüm.

Mezunlar gününe geleceksin diye çok sevinmiştim.

Ama seni görmek için yataktan kalkabilir miyim bilemiyorum.

Sen büyürken sürekli bir utanç kaynağı olduğum için üzgünüm.

Biliyor musun… sen çok küçükken bir kaza geçirmiştin ve gözünü kaybetmiştin.

Anne olarak senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım.

Bu yüzden sana kendi gözümü verdim…

O gözle benim yerime görüyor diye seninle o kadar gurur duyuyordum ki.

Bütün sevgimle…..

Annen…





                                         SEN ONA ANNE DİYECEKSİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder